Kişinin cinsel isteğini ve performansına yönelik tutumlarını etkileyebilecek etnik, kültürel, dinî ve sosyal yapısı göz önünde bulundurulmak kaydıyla, cinsel yanıt döngüsünü belirleyen sürecin bozulması ya da cinsel ilişkide ağrı ile karakterize durumların yaşanması “cinsel işlev bozuklukları” olarak adlandırılır. Cinsel işlev bozuklukları tekrarlayıcı bir biçimde cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmamasıdır.
Kişilere cinsel işlev bozukluğu tanısı konulabilmesi için eş ya da partnerin cinsel tatmin yaşayamaması ve bu tatminsizlik durumunun altı aydan fazla devam etmesi gerekir. Cinsel bozukluklar çiftler arasındaki ilişkide geçimsizliğe ve anlaşmazlığa neden olur.
Çocukluk döneminden veya ilk cinsel deneyimin çok başarısız bir şekilde yaşanmasından kaynaklanan korku, sıkılganlık, suçluluk ve aşağılık duygusu gibi psikolojik nedenler ve iç yasaklar, insanlarda heyecanı ve cinsel arzuyu azaltır. Bunlar aynı zamanda orgazma yol açan cinsel refleksleri de sınırlar. Bazen karşı cinsle ilişkilerde yaşanan çatışmalar da isteksizlik veya uyarılma güçlüğü olarak cinsel yaşama yansıyabilir.
Cinsel işlev bozukluklarının ortaya çıkmasının nedenleri açısından çocukluk döneminde öğrenilen cinsellik algısı ve ilk cinsel deneyim çok önemlidir. Korku, sıkılganlık, suçluluk hissi, aşağılık duygusu, güvensizlik, yasak, suç ve günah gibi kavramlar cinselliği yaşamamıza ve ona bakışımızı değiştirecektir. Diğer bir deyişle, cinsel sorunların altında yatan nedenler ayıp, yasak ve günah inançları, korku, suçluluk duygusu, performans saplantısı, reddedilme korkusu ve aşağılık duygusudur.
Kişinin ruh ve beden sağlığı, cinsel yaşamını da etkiler. Fizyolojik ve psikolojik sağlık bir terazinin iki kefesi gibidir. Biri bozulursa diğeri de bozulur. İdeal olan durum ikisinin de dengede olmasıdır. Denge, evlilik hayatını da, cinsel ilişkiyi de sağlıklı ve mutlu kılar.
yatak odalarının gizli kapılarını açıp, en sık rastlanan, günlük yaşamı en fazla etkileyen ve bir çok kişi için ciddi sıkıntılara yol açan, kadın ve erkeklerin normal bir cinsel ilişkide bulunmalarını güçleştiren ya da büsbütün önleyen psikolojik engeller olan cinsel işlev bozukluklarından söz edeceğim. Bunların bir kısmı hakkında daha önce yazılarım olmuştu. Ve olmayanlarda çok yakında karşınızda olacak.
En Sık Görülen Cinsel İşlev Bozuklukları
- Cinsel İsteksizlik – Cinsel İstek Azlığı ya da Yokluğu – Cinsel Soğukluk – Frigidity
- Cinsel İlişkiden Tiksinme
- Kadınlarda Cinsel Uyarılma Bozukluğu
- Satiriasis – Erkeklerde Cinsel Doyumsuzluk
- Nemfomani – Kadınlarda Cinsel Doyumsuzluk
- Cinsel İlişki Bağımlılığı
- İlişki Sonrası Sıkıntısı
- İktidarsızlık
- Cinsel Ağrı Bozukluğu – Ağrılı Cinsel Birleşme – Disparoni
- Erkekte Orgazm Bozukluğu
- Kadında Orgazm Bozukluğu
- Vajinismus
- Erken Boşalma
şeklinde sıralanabilir.
Cinsel İşlev Bozukluklarında Tedavi
- Psikoterapi
- İlaç Tedavisi
- Cinsel Terapiler ve Egzersizler
Sevinç hanım, bize cinsel sağlıkla ilgili yanlış bilinenleri düzeltti. Bize doğru bilgi vererek, sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürmemize yardımcı oldu.
Buraya gelmeden önce orgazm olmamanın normal birşey olduğunu düşünüyordum. Ne kadar teşekkür etsem azdır… Size minnetarım.
Henüz 40 yaşında olmama rağmen cinselliğim bitme noktasına geldi, önce erken boşalma sonrasında ereksiyon sorunu. Her ne kadar kendi başıma çözmeye çalışsam da olmadı, üroloji doktoruna gittim bir takım tetkik yapıldı ancak sorunlarımın ürolojik değil de terapilik bir durum olduğunu söylendi. İnternetten araştırdım ve buraya geldim. Şuan eski halime ulaştım. Teşekkür ediyorum.