BİR ERKEK SEKSTEN NASIL SOĞUR?
- Duygusal Bağlantı Eksikliği: Eğer ilişki yeterince duygusal bağ kurulamıyorsa, erkek cinsel ilişkiye karşı ilgisini kaybedebilir. Duygusal bağ kurma ihtiyacı, cinsel istek için önemli bir faktördür.
- Stres ve Anksiyete: İş, aile veya sosyal yaşamda yaşanan stres, bir erkeğin cinsel isteğini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca performans kaygısı da cinsel isteksizlik yaratabilir.
- Fiziksel Sağlık Sorunları: Fiziksel sağlık problemleri, örneğin hormon dengesizlikleri, düşük testosteron seviyeleri, depresyon veya diğer sağlık sorunları, cinsel isteksizliğe yol açabilir.
- İlişkideki Sorunlar: İlişkideki güven eksiklikleri, tartışmalar, kıskanclıklar veya sadakatsizlik gibi sorunlar, cinsel isteksizliği artırabilir. İlişkideki huzursuzluklar, cinsel çekiciliği de azaltabilir.
- Cinsel Tatminsizlik: Cinsel deneyimler tatmin edici olmadığında, erkek bu deneyimlerden soğuyabilir. Fiziksel ya da duygusal tatminsizlik, zamanla seksten kaçmaya neden olabilir.
- Alkol veya Madde Kullanımı: Alkol veya uyuşturucu kullanımı, cinsel isteksizliğe yol açabilir. Bu maddeler, hem fiziksel hem de psikolojik anlamda cinsel işlevi olumsuz etkileyebilir.
- Yaş: Yaşlandıkça, hormon seviyelerinde değişiklikler yaşanabilir. Bu da libido üzerinde etkili olabilir. Gençlik yıllarında daha yüksek olan cinsel istek, ilerleyen yaşla birlikte azalma gösterebilir.
- Depresyon veya Psikolojik Sorunlar: Depresyon gibi duygusal ve psikolojik sorunlar da cinsel isteksizliğe neden olabilir. Bu tür durumlarda, birey seksten tamamen soğuyabilir veya cinsel ilişkiye karşı ilgisini kaybedebilir.
- Cinsel Yorgunluk: Fazla cinsel aktivite veya beklenmeyen bir yoğunluk da cinsel yorgunluk yaratabilir. Bir erkek, çok sık cinsel ilişkiye giriyorsa, zamanla daha az istekli hale gelebilir.
BİR KADIN SEKSTEN NASIL SOĞUR?
- Duygusal Bağlantı Eksikliği: Kadınlar genellikle duygusal bir bağ kurduklarında cinsel ilişkiden daha fazla zevk alırlar. Partnerleriyle duygusal bir yakınlık hissetmedikleri veya ilişkiyi daha yüzeysel buldukları zaman cinsellikten soğuyabilirler.
- Fiziksel ve Hormonal Değişiklikler: Hamilelik, doğum sonrası dönem, menopoz veya doğum kontrolü gibi hormonal değişiklikler kadının cinsel isteğini etkileyebilir. Aynı zamanda bazı sağlık sorunları, ilaç kullanımı ve stres de fiziksel açıdan sekse karşı ilgiyi azaltabilir.
- Zihinsel ve Psikolojik Sorunlar: Depresyon, anksiyete, stres gibi ruhsal sorunlar, kadınların cinsel isteklerini azaltabilir. Ayrıca travmalar, cinsel taciz veya zorlayıcı deneyimler de cinsel ilgiyi etkileyebilir.
- İlişki Problemleri: Partnerle yaşanan iletişim sorunları, güven eksiklikleri veya duygusal tatminsizlik, kadının cinselliğe olan ilgisini azaltabilir. Cinsel yaşamda tatmin olmayış, kadının sekse olan isteksizliğini artırabilir.
- Cinsellikte Yaşanan Tatminsizlik: Cinsel ilişkide yeterli haz almama, zevk alamama veya cinsel partnerin performansının beklentilere uymaması, kadının sekse olan ilgisini zamanla kaybetmesine yol açabilir.
- Fiziksel Rahatsızlıklar: Ağrılı cinsel ilişki (disparoni), vajinal kuruluk, enfeksiyonlar veya diğer fizyolojik sorunlar sekse karşı isteksizliği tetikleyebilir. Bu tür sağlık sorunları, kadınların seksten soğumasına neden olabilir.
- Aşırı Yorgunluk veya Stres: Günlük yaşamda aşırı stres veya yorgunluk, cinsel isteksizliğe yol açabilir. İş, aile ve kişisel sorunlar bir kadının fiziksel ve duygusal enerjisini tüketebilir, bu da cinselliğe karşı ilgisizliğe neden olabilir.
Evliliklerde Cinsel İlişki Problemleri
Evlilik, iki kişinin bir araya gelerek bir ömür boyu sürecek birliktelik kurdukları kutsal bir kurumdur. Bu birliktelikte cinsel ilişki, evliliğin önemli bir parçasıdır ve sağlıklı bir ilişkinin sürdürülmesi için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, evliliklerde zaman zaman çiftler arasında cinsel ilişki problemleri ortaya çıkabilir. Bu yazımızda Evliliklerde sıkça karşılaşılan cinsel ilişki problemlerini ele alacak ve çözüm önerileri sunacağız.
İsteksizlik:
Cinsel isteksizlik, evliliklerde sık rastlanan bir problemdir. İsteksizlik, bir veya her iki eşin cinsel ilişkiye olan ilgisini kaybetmesi veya azaltması durumudur. İsteksizlik genellikle stres, yorgunluk, ilişkisel sorunlar, hormonal değişiklikler veya ruhsal sorunlar gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. İsteksizlikle başa çıkmak için çiftlerin birbirleriyle açık ve dürüst iletişim kurmaları, duygusal bağlarını güçlendirmeleri ve cinsel ihtiyaçlarını karşılıklı olarak anlamaları önemlidir. Çiftler bunu kendi başlarına çözemedikleri zaman cinsel terapist desteği alarak çözebilirler.
Ereksiyon Sorunları:
Erkekler arasında yaygın olan bir diğer cinsel ilişki problemi ereksiyon sorunlarıdır. Ereksiyon sorunları yani Erektil Disfonksiyon, sertleşme sağlama veya sürdürme konusunda zorluk çekme durumudur. Bu sorun, fiziksel nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, stres, kaygı, ilişkisel sorunlar veya performans kaygısı gibi psikolojik faktörlerden de etkilenebilir. Ereksiyon sorunlarıyla başa çıkmak için çiftlerin birlikte bir uzmana başvurarak uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmeleri önemlidir. Ayrıca, birbirlerine destek olmak, stresi azaltmak ve rahatlatıcı etkinliklere zaman ayırmak da yardımcı olabilir.
Vajinismus:
Vajinismus, kadınların cinsel ilişki sırasında vajinal kaslarının istemsiz olarak kasılması sonucu ağrı veya rahatsızlık hissetmeleridir. Bu durum, kadının cinsel ilişkiye girmesini veya ilişkiyi sürdürmesini engeller. Vajinismus, psikolojik veya fiziksel nedenlerden kaynaklanabilir. Tedavi, bir cinsel terapist veya uzman tarafından yapılmalıdır. Tedavi genellikle pelvik taban kaslarını gevşetmeyi, çiftler arasında iletişimi güçlendirmeyi ve cinsel aktivitelere yavaş bir şekilde yeniden başlamayı içerir.
Orgazm Sorunları:
Hem erkeklerde hem de kadınlarda orgazm sorunları ortaya çıkabilir. Bazı kadınlar orgazm olamazken, bazı erkekler erken boşalma veya gecikmiş boşalma sorunu yaşayabilirler. Orgazm sorunları, fiziksel veya psikolojik faktörlerden kaynaklanabilir. Bu sorunların çözümü için çiftler arasında anlayış ve destek önemlidir. Çiftler, birbirleriyle iletişim kurarak, rahatlatıcı teknikler deneyerek ve cinsel terapiye başvurarak sorunlarını çözebilirler.
Sonuç olarak; Evliliklerde cinsel ilişki problemleri yaygın olarak karşılaşılan durumlardır. Ancak, bu problemler üzerinde çalışmak, çiftlerin sağlıklı bir cinsel ilişki geliştirmelerine yardımcı olabilir. Açık ve dürüst iletişim, destekleyici bir ortam ve gerektiğinde profesyonel yardım, çiftlerin cinsel ilişki problemlerini çözme yolunda önemli adımlardır. Unutmayın, her çiftin cinsel ilişki deneyimi farklıdır ve her çift, kendi ihtiyaçlarına en uygun çözümü bulmalıdır.
Umarım bu yazı, evliliklerde cinsel ilişki problemleri konusunda size yardımcı olur. Unutmayın, cinsel sorunlarınızı çözmek için uzmana danışmanız her zaman en iyi seçenektir.
Devamı...Çiftler Arasına Giren Cinsel Soğukluk
Evlilikte ilişkiler yıllar geçtikçe sıradanlaşır. Zamanla birbirine alışan çiftler ilişki için artık emek harcamamaya başlar, ilişkideki tutkuyu ateşleyen her şey zorunlu bir görev haline gelir. Ve tabi ki zorundalıklar sevilmez. Hele bir de çocukların olması ve bu telaşların girmesiyle araya eşlerin ilgileri farklı alanlara kayar. Bu da ilişkinizi durağan ve tehlikeli bir dönem içine sokar. Çiftlerin bu umursamaz, özensiz tavırları heyecanlarını kaybetmelerine, cinsel soğukluğa ve beraberinde birbirlerinden soğumalarına yol açabilir. Bu soğukluğa neler sebep oluyor gelin beraber bakalım.
Kişisel Bakımınız ve Fiziğiniz Çok Önemli;
Her ne kadar zamanla eşler karşılıklı her halleriyle kabul edildiklerini düşünüp kendilerini salma durumuna geçerler; Yapılan araştırmalar, ilişkilerin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra bireylerin fiziksel görünüşlerine önem vermediğini hatta ilk zamanlara kıyasla olumsuz yönde belirgin bir değişime uğradıklarını kanıtlıyor. Fazla kilo almak, temizlik ve hijyene dikkat etmemek, kıyafetlerde ve görünüşte özensizlik çiftlerin birbirlerinden soğumalarına ve uzaklaşmasına yol açan en önemli sebep oluyor. Aslında, bir ilişki içinde olun ya da olmayın kendiniz ve öz saygınız için olabileceğinizin en iyisi olmaya çalışmalısınız. Beden ve ruh birlikte çalışır, bakımsız bir bedenin getirisi sağlıksız bir ruh halidir. İlişkilerde kendini bırakmanın tam aksine fiziksel olarak kendine yeni şeyler katan, değişen ve yenilenen çiftlerin ilişkilerinin daha sağlıklı ve tutkulu olduğu göz ardı edilmez bir gerçektir. Bugün kendinize fiziksel gelişim ve yenilenme hedefleri belirleyin. Hem kendinizi sevmeniz hem de eşinizin sizi sevmesi için, bu sevgiyi hak ettiğinize inanmalı ve bunun için çaba harcamalısınız. Bedeninizi sevmek, tutkunuzu canlı tutmanız ve sağlıklı devam eden bir cinsel hayata sahip olmanız için en önemli sebeptir.
”Hep benim dediğim olsun” demekten vazgeçin;
Ayrılan çiftler için, şu tabirler kullanılır ”İkisi de baskın karakterlerdi”. Bu son git gide negatif bir moda akımı oldu. Çiftler ilişkilerinde baskın karakter rolünü oynamayı seviyor. Bir iktidar savaşı başlayıp her iki tarafta ”İpleri eline” almaya çalışıyor. Oysa ki ilişkiler de çiftlerin birbirlerini itici bulmalarının önemli bir nedeni de, baskın kişilik özellikleri ile birbirlerini rahatsız etmeleridir. Baskın karakter aşk ve sevgi enerjisini ortadan kaldırır, onun yerine; ebeveyn, öğretmen ya da iş veren enerjisi yaymanıza neden olur. Oysa ki aşk, sevgi, tutku enerjisi yumuşak, şefkatli ve uyumludur. Sabrı kaybetmek, tahammülsüzlük ve hoşgörüsüzlük bu baskın tavırlardır. Bu durum sadece evlilik yada duygusal ilişkilerimiz için geçerli olmayıp, sosyal ilişkilerde de göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. Haklı olduğunuz konularda bile baskıcı, üst perdeden konuşan, hükmeden, eleştirel ve suçlayıcı olmayın. Bu enerji sizi birbirinizden soğutmakla kalmaz uzun vadede gizli bir nefret oluşmasına da neden olur. İlişkinizin ilk günlerindeki hallerinizi hatırlayın, birbirinize aşık olma nedenlerinizi hatırlatın. Çözüm odaklı olun ve sevgi ile hareket edin. Suçlamalar ve sorunlar üzerinde durmaktansa çözüm üzerinde vakit harcayın.
Samimiyet umursamazlığı getirmemelidir;
Zamanla elbette çiftler birbiriyle daha samimi olur, birbirini daha iyi anlar, huyunu suyunu daha iyi bilir bir duruma geçebilir. Fakat bu samimiyet farklı tutumlara yol açmamalıdır. İlişkilerde ki ilk günkü ilgi ve özen, birbirini tanımanın verdiği rahatlık ve huzur ile yer değiştirecektir ama bunu ilgisizlik ve umursamazlıkla asla karıştırmamak gerekir. Çiftlerin birbirlerinden soğumaların da bu ilgi kaybının ve önemsememenin büyük rolü vardır. Bir süre sonra birbiri ile ilgisi olmayan, ayrı hayatlarda mutlu olup birbirleriyle tatmin olmayan bireyler haline gelirler. hatta bunu ilerlemesi daha acı sonuçlara sebep olabilir. Bu zamanı gelince patlayacak bir saatli bombaya benzer. İhtiyacı olan ilgi sevgiyi göremeyen bir ilişki zamanla kendi kendini yok eder. Eskisi kadar birbiriyle ilgilenmeseler de olur diye düşünen, çiftlerin aslında bu düşünenin aksine birbirleriyle ilgilendikçe daha çok yakınlaşıp, ilişkilerinde daha derin ve manalı bir hal içine gireceklerini unutmamalıdırlar. İlişkiler hayatımızdaki en önemli diplomasi sahasıdır, çiftler birbirlerine olan sevgi ve ilgilerini göstermek için belirli rutinler oluşturmalı ve uygulamalıdır. Aynen sulanmayan bir çiçek gibi emek harcanmayan bir ilişki de solmaya mahkumdur.
Hep bana ”fedakarlık yap” bencilliğine girmeyin;
Başlarda fedakarlık yapmak çok zor gelmeye bilir. Uzun vadede ilişki için yapılan tek taraflı fedakarlıklar ve karşılık görememek de ilişkiden ümidi kesmeye neden olur. Tek tarafın sadece kendisini düşünmesi, “biz” fikrine alışmaması ve diğer tarafın emekleri ile ilişkinin yürüyor oluşu birçok ilişkinin bitişinin nedenidir. Karşı tarafın istek ve beklentilerini umursamadan, kendi arzularına yönlenen kişilerin ilişikleri hem sorunlu, hem de yıpratıcı olur. Hiç bir zaman tek taraklı fedakarlıkla bir ilişki sonsuza kadar gitmez ya da gitse de ortada ilişki denecek bir şey kalmamış olabilir. İlişkiler karşılıklılık ilkesine göre yaşanmalıdır. Ortak hayat ve paylaşımların oluşumu için ortak sorumluluk hissetmek gerekir. Sevgi karşı tarafa kendin kadar önem vermek ve mutlu etmek istemektir. Ayrıca gerçek mutluluk birini mutlu ettiğinizde yaşanabilecek bir duygudur. İlişkilerin uzun ömürlü ve keyifli olması için çiftler birbirlerinin mutlulukları için uğraşmalıdır.
Cinsel ilişkileri monoton ve fanteziden yoksun ise, çiftler zamanla birbirinden uzaklaşmaya başlıyor. Bir çok ilişkide aldatmaların ve mutluluğun dışarıda aranmasının nedeni cinsel hayatın monotonluğu ve bazen tamamen bitişidir. Cinsellik tek başına bir ilişkiyi devam ettirmeye yetmiyor olsa da cinsel hayatın olmaması bir ilişkinin bitmesi için önemli bir neden olmaya devam ediyor.Çiftler eski heyecanlarını tekrar yakalamak için çaba sarf etmelidir. Cinsellik rahat oldukça, çiftler birbirini tanıdıkça daha keyifli bir hale gelir, bu konu ile ilgili istekler ve sorunlar açıkça konuşulmalıdır. Cinsel hayatı renklendirmek için küçük heyecanlar, romantik buluşmalar ihmal edilmemelidir. Cinsellik, ruh, beden ve zihin üçgeninde yaşanılan bir süreçtir, cinsel yaşamlarında dokunuş, sevgi ve güven duygularının paylaşımı çiftleri daha çok birbirine yaklaştırabilir
Eleştirirken öldürmeyin;
Yıpratıcı, yıkıcı eleştiri de ilişkilerini bitirmeye kadar götürecek sebeplerdendir. İlişkilerdeki en yıpratıcı davranışlardan biri de çiftlerin birbirlerini acımasızca eleştirmeleri ve küçümsemeleridir. Zamanla kişilerin birbirleri ile ilgili sürekli hatırladıkları bu acı sözler ve hakaretler olur ve artık geçmiş daha sık yad edilmeye başlar. Bu tür eleştiriler bir kavga halinde söylense bile kişilerin aklının bir köşesinde acıtan bir gerçek olarak kazınır ve bir süre sonra kişilerin birbirlerinden soğumalarına, uzaklaşmalarına neden olur. Özellikle fiziksel kusurlarla ilgili söylenenler cinsel hayatın son bulmasına kadar yol açabilir.Konu ne olursa bir eleştiri kişiye ve kişisel özelliklere değil davranışa ve duruma yapılmalıdır. İlişkilerde kişileri birbirine bağlayan en önemli bağ saygıdır. Derin travmalara yol açacak eleştiriler, hakaretler etmemeli, seviyeli bir tartışma modeli benimsenmelidir. Her konu bir şekilde halledilebilir ama söylenen sözler, aşağılamalar unutulmaz. ”Söz ağızdan çıkana kadar sizin esirinizdir, ancak çıktıktan sonra siz onun esiri olursunuz…” Pişman olmamak için çokça düşünün söylemek istediklerinizi…
Uzun süredir devam eden bir ilişkiniz varsa ve bazı davranış hataları yüzünden sona ermesini istemiyorsanız işlediğimiz kusurlu hareketlerden uzak durmanızı öneririm.sevgiyle kalın…
Sevinç Karakaya