Cinsellik genelde insanların konuşmaya çekindiği bir konu maalesef… Halbuki iyi bir ilişkinin olmazsa olmazıdır cinsellik. Kaliteli cinsel yaşam için çiftlerin uygulaması gereken 5 basit kuralı uygulamanızı tavsiye ediyoruz.

Orgazm Olamama Nedenleri ve Tedavisi
Cinsellik ve orgazm deneyimleri her birey için farklılık gösterebilir. Bu makalede, orgazm olamama durumunu anlatacağım ve bazı yaygın sebepleri ele alacağım. Ancak, orgazm olamama deneyimleyen bir kişi kendini rahatsız hissediyorsa, en iyi çözüm uzman bir sağlık profesyoneline başvurmaktır.
Orgazm Olamama: Cinsel Tatminsizlik ve Olası Sebepler
Cinsel tatmin ve orgazm, birçok insan için cinsel deneyimin önemli bir parçasıdır. Ancak bazı insanlar, orgazm olamama durumuyla karşılaşabilirler. Orgazm olamama, kişinin cinsel uyarılma ve haz alma sürecinde orgazm noktasına ulaşamaması anlamına gelir. Bu durum, hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilir ve birçok farklı sebep olabilir.
Fizyolojik Sebepler
Orgazm olamama durumunun fizyolojik nedenleri olabilir. Örneğin, bazı kadınlar klitoral stimülasyon eksikliği nedeniyle orgazm yaşamada zorluk çekebilir. Klitoral stimülasyon, birçok kadın için orgazmın tetikleyicisidir ve bu uyarı eksikliği orgazm olamama sorununa yol açabilir. Ayrıca, hormonal dengesizlikler, nörolojik sorunlar, kronik hastalıklar veya bazı ilaçlar da orgazm olamama durumuna neden olabilir.
Psikolojik Sebepler
Psikolojik faktörler de orgazm olamama durumunda etkili olabilir. Stres, anksiyete, depresyon, ilişki sorunları, özgüven eksikliği, cinsel travmalar veya geçmişteki kötü deneyimler gibi psikolojik etmenler, orgazm olamama sorununa yol açabilir. Cinsel deneyimle ilgili olumsuz inançlar veya aşırı performans kaygısı da orgazm olamama sorununu tetikleyebilir.
İlişki Dinamikleri ve İletişim Sorunları
Partnerler arasındaki ilişki dinamikleri ve iletişim sorunları da orgazm olamama durumuna katkıda bulunabilir. Örneğin, güven eksikliği, iletişim kopukluğu, partnerler arasındaki uyumsuzluklar veya cinsel beklentilerin farklılığı, orgazm olamama sorununa yol açabilir. Sağlıklı bir cinsel ilişki için açık iletişim, anlayış ve karşılıklı uyum önemlidir.
Kişisel Faktörler ve İnançlar
Bazı insanlar, cinsellikle ilgili kişisel inançlar, kültürel faktörler veya dini etkiler nedeniyle orgazm olamama sorunuyla karşılaşabilirler. Toplumun cinsellikle ilgili tabuları veya yanlış bilgiler, orgazmın engellenmesine neden olabilir. Kişinin kendi bedeniyle ilgili olumsuz algıları, cinsel deneyimlerin engellenmesine ve orgazm olamama durumuna yol açabilir.
Çözüm ve Tedavi
Orgazm olamama durumuyla karşılaşan bir birey, endişe ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Ancak, bu sorunun üstesinden gelmek mümkündür. İlk adım, konuyu ciddiye almak ve sorunu çözmek için uzman bir sağlık profesyoneline başvurmaktır. Bir cinsel terapist veya uzman doktor, orgazm olamama sorununun altında yatan sebepleri belirlemek ve uygun tedavi yöntemlerini önermek konusunda yardımcı olabilir.
Ayrıca, orgazm olamama durumunda bireylerin kendilerini suçlamamaları önemlidir. Her bireyin cinsel deneyimi farklıdır ve orgazm olamama, kişisel bir başarısızlık değildir. Sağlıklı bir cinsel yaşam için açık iletişim, kendini tanıma ve partnerler arasında destekleyici bir ilişki önemlidir.
Sonuç olarak, orgazm olamama durumu yaygın bir cinsel sorundur ve birçok farklı sebepten kaynaklanabilir. Fizyolojik, psikolojik, ilişki dinamikleri ve kişisel faktörler bu soruna katkıda bulunabilir. Ancak, bu sorunun üstesinden gelmek için birçok tedavi seçeneği mevcuttur ve uzman bir sağlık profesyonelinin yardımıyla çözüm bulunabilir. Unutmayın, cinsel sağlık ve tatmin her bireyin hakkıdır.
Devamı...
Cinsel Doyumsuzluk: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
Cinsel doyumsuzluk, bireylerin cinsel ilişkiden beklediği haz veya tatmini alamadığı bir durumu ifade eder. Bu durum, hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilir ve cinsel sağlık ve mutluluk üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Cinsel doyumsuzluk, bireyin kendine ve ilişkisine yönelik birçok fiziksel, duygusal ve ilişkisel faktörden kaynaklanabilir.
Cinsel Doyumsuzluk Nedenleri
Cinsel doyumsuzluğun pek çok potansiyel nedeni vardır ve kişiden kişiye değişebilir. Bununla birlikte, aşağıda en yaygın nedenlerden bazıları;
- Fiziksel Faktörler: Cinsel doyumsuzluk, hormonal dengesizlikler, kronik hastalıklar, nörolojik bozukluklar, ağrı veya yorgunluk gibi fiziksel sağlık sorunlarından kaynaklanabilir.
- Psikolojik Faktörler: Stres, kaygı, depresyon, özsaygı eksikliği, beden imajı sorunları veya geçmiş cinsel travmalar gibi psikolojik faktörler, cinsel doyumsuzluğu tetikleyebilir.
- İlişkisel Faktörler: Sorunlu bir ilişki dinamikleri, iletişim eksikliği, duygusal bağdaşmazlık veya güvensizlik, cinsel doyumsuzluğun nedenleri arasında yer alabilir.
Cinsel Doyumsuzluk Belirtileri
Cinsel doyumsuzluğun belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak aşağıdaki belirtiler yaygın olarak gözlemlenir:
- Cinsel İsteksizlik: Cinsel aktiviteye karşı düşük veya hiçbir istek duymama durumu.
- Orgazm Zorluğu: Orgazma ulaşmakta zorluk çekme veya hiç ulaşamama.
- Cinsel Ağrılar: Cinsel ilişki sırasında ağrı veya rahatsızlık hissi.
- Uyarılma Sorunları: Cinsel uyarılma sürecinde zorlanma veya yetersizlik hissi.
Cinsel Doyumsuzluk Tedavi Seçenekleri
Cinsel doyumsuzluk tedavisi, altta yatan nedenlere ve belirtilere bağlı olarak çeşitli yaklaşımları içerebilir. İşte bazı yaygın tedavi seçenekleri:
- Psikoterapi: Cinsel terapi veya bireysel terapi, cinsel doyumsuzluğun psikolojik kökenlerini ele almak ve duygusal engelleri aşmak için etkili bir seçenektir.
- İlaç Tedavisi: Hormonal dengesizlikler veya cinsel işlev bozukluklarına bağlı olarak, bazı durumlarda doktorlar ilaç tedavisi önerebilir.
- İlişki Danışmanlığı: İlişkideki sorunların cinsel doyumsuzluğa yol açtığı durumlarda, çiftler arasındaki iletişimi iyileştirmek ve sorunları çözmek için ilişki danışmanlığı yararlı olabilir.
- Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, stresi azaltmak, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek gibi değişiklikler, cinsel doyumsuzluğun yönetimine yardımcı olabilir.
Sonuç
Cinsel doyumsuzluk, bireylerin cinsel ilişkiden beklediği tatmin ve hazı alamadığı bir durumu ifade eder. Fiziksel, psikolojik ve ilişkisel faktörler cinsel doyumsuzluğun nedenleri arasında yer alabilir. Belirtiler kişiden kişiye değişse de, cinsel isteksizlik, orgazm zorluğu, cinsel ağrılar ve uyarılma sorunları yaygın olarak gözlemlenen belirtilerdir. Cinsel doyumsuzluk tedavisi, altta yatan nedenlere ve belirtilere bağlı olarak psikoterapi, ilaç tedavisi, ilişki danışmanlığı ve yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir. Profesyonel yardım almak, cinsel doyumsuzluğun üstesinden gelmede önemli bir adım olabilir ve bireylerin cinsel sağlık ve mutluluğunu iyileştirebilir.
Devamı...
Evlilikte Cinsel Eğitimin Önemi
Başarılı bir evlilik için sağlıklı iletişim, karşılıklı anlayış ve uyum gibi birçok faktörün yanı sıra cinsel yaşamın da büyük bir önemi vardır. Cinsel ilişki, bir evlilikteki yakınlığı artıran, duygusal bağı güçlendiren ve çiftler arasındaki bağlılığı pekiştiren önemli bir unsurdur. Bu nedenle, evlilikte cinsel eğitim, sağlıklı bir cinsel yaşamın temelini oluşturur ve ilişkideki mutluluğu artırır.
Cinsel eğitim, bireylere cinsellikle ilgili doğru bilgilerin aktarılmasını ve cinsel sağlık konularının anlaşılmasını içerir. Çoğu insan için cinsellik hakkında konuşmak zor veya utanç verici olabilir, ancak bu konuda açık ve dürüst iletişim, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamasına ve ihtiyaçlarını ifade etmesine yardımcı olur. Cinsel eğitim, çiftlerin cinsel yaşamlarında daha tatmin edici deneyimler yaşamalarına ve birbirlerine karşı daha duyarlı olmalarına yardımcı olur.
Evlilikte cinsel eğitimin önemi:
- Doğru bilgi sağlar: Cinsel eğitim, çiftlere anatomik ve fizyolojik bilgileri sunar. Bu sayede, cinsel işlev bozuklukları veya sağlık sorunları hakkında bilgi sahibi olabilirler. Doğru bilgi, yanlış inançları ve mitleri ortadan kaldırır ve sağlıklı bir cinsel yaşam için temel oluşturur.
- İletişimi güçlendirir: Cinsel eğitim, çiftler arasında açık ve dürüst iletişimi teşvik eder. Cinsel ihtiyaçlar, tercihler ve sınırlar hakkında konuşmak, çiftlerin birbirini daha iyi anlamasını sağlar. Ayrıca, cinsel eğitim çiftlerin cinsel sorunları veya endişeleri hakkında konuşmalarına yardımcı olur ve bu sorunların çözümü için birlikte çalışmalarını sağlar.
- Cinsel sağlığı destekler: Cinsel eğitim, çiftlere cinsel sağlık konularında bilinçli olmayı öğretir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, doğum kontrol yöntemleri, cinsel hijyen gibi konular hakkında bilgi sahibi olmak, sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürmek için önemlidir. Cinsel eğitim ayrıca gebelik ve doğum konularında da rehberlik sağlar.
- Cinsel memnuniyeti artırır: Cinsel eğitim, çiftlerin cinsel deneyimlerini geliştirmelerine yardımcı olur. İyi bir cinsel yaşam, çiftler arasındaki bağı güçlendirir ve ilişkide daha fazla mutluluk sağlar. Cinsel eğitim, çiftlere cinsel teknikler, cinsel fanteziler ve cinsel zevk artırıcı yöntemler hakkında bilgi verir.
- Sorunları çözmede yardımcı olur: Cinsel eğitim, çiftlerin cinsel sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olur. Cinsel işlev bozuklukları, düşük cinsel istek, ereksiyon sorunları gibi sorunlarla karşılaşan çiftler, bu konularda doğru bilgiye ve destek hizmetlerine erişebilirler. Cinsel eğitim, çiftlerin bu sorunların üstesinden gelmelerine ve cinsel sağlıklarını iyileştirmelerine yardımcı olur.
Sonuç olarak, evlilikte cinsel eğitim, çiftlerin sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürmelerini sağlar ve ilişkideki mutluluğu artırır. Doğru bilgi, açık iletişim ve sağlıklı cinsel alışkanlıklar, evlilikte cinsel uyumu ve tatmini güçlendirir. Cinsel eğitim, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamalarını ve cinsel ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlar. Bu nedenle, evliliklerde cinsel eğitime önem vermek, çiftlerin daha sağlıklı ve tatmin edici bir cinsel yaşama sahip olmalarını destekler.
Devamı...
Evliliklerde Cinsel İlişki Problemleri
Evlilik, iki kişinin bir araya gelerek bir ömür boyu sürecek birliktelik kurdukları kutsal bir kurumdur. Bu birliktelikte cinsel ilişki, evliliğin önemli bir parçasıdır ve sağlıklı bir ilişkinin sürdürülmesi için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, evliliklerde zaman zaman çiftler arasında cinsel ilişki problemleri ortaya çıkabilir. Bu yazımızda Evliliklerde sıkça karşılaşılan cinsel ilişki problemlerini ele alacak ve çözüm önerileri sunacağız.
İsteksizlik:
Cinsel isteksizlik, evliliklerde sık rastlanan bir problemdir. İsteksizlik, bir veya her iki eşin cinsel ilişkiye olan ilgisini kaybetmesi veya azaltması durumudur. İsteksizlik genellikle stres, yorgunluk, ilişkisel sorunlar, hormonal değişiklikler veya ruhsal sorunlar gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. İsteksizlikle başa çıkmak için çiftlerin birbirleriyle açık ve dürüst iletişim kurmaları, duygusal bağlarını güçlendirmeleri ve cinsel ihtiyaçlarını karşılıklı olarak anlamaları önemlidir. Çiftler bunu kendi başlarına çözemedikleri zaman cinsel terapist desteği alarak çözebilirler.
Ereksiyon Sorunları:
Erkekler arasında yaygın olan bir diğer cinsel ilişki problemi ereksiyon sorunlarıdır. Ereksiyon sorunları yani Erektil Disfonksiyon, sertleşme sağlama veya sürdürme konusunda zorluk çekme durumudur. Bu sorun, fiziksel nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, stres, kaygı, ilişkisel sorunlar veya performans kaygısı gibi psikolojik faktörlerden de etkilenebilir. Ereksiyon sorunlarıyla başa çıkmak için çiftlerin birlikte bir uzmana başvurarak uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmeleri önemlidir. Ayrıca, birbirlerine destek olmak, stresi azaltmak ve rahatlatıcı etkinliklere zaman ayırmak da yardımcı olabilir.
Vajinismus:
Vajinismus, kadınların cinsel ilişki sırasında vajinal kaslarının istemsiz olarak kasılması sonucu ağrı veya rahatsızlık hissetmeleridir. Bu durum, kadının cinsel ilişkiye girmesini veya ilişkiyi sürdürmesini engeller. Vajinismus, psikolojik veya fiziksel nedenlerden kaynaklanabilir. Tedavi, bir cinsel terapist veya uzman tarafından yapılmalıdır. Tedavi genellikle pelvik taban kaslarını gevşetmeyi, çiftler arasında iletişimi güçlendirmeyi ve cinsel aktivitelere yavaş bir şekilde yeniden başlamayı içerir.
Orgazm Sorunları:
Hem erkeklerde hem de kadınlarda orgazm sorunları ortaya çıkabilir. Bazı kadınlar orgazm olamazken, bazı erkekler erken boşalma veya gecikmiş boşalma sorunu yaşayabilirler. Orgazm sorunları, fiziksel veya psikolojik faktörlerden kaynaklanabilir. Bu sorunların çözümü için çiftler arasında anlayış ve destek önemlidir. Çiftler, birbirleriyle iletişim kurarak, rahatlatıcı teknikler deneyerek ve cinsel terapiye başvurarak sorunlarını çözebilirler.
Sonuç olarak; Evliliklerde cinsel ilişki problemleri yaygın olarak karşılaşılan durumlardır. Ancak, bu problemler üzerinde çalışmak, çiftlerin sağlıklı bir cinsel ilişki geliştirmelerine yardımcı olabilir. Açık ve dürüst iletişim, destekleyici bir ortam ve gerektiğinde profesyonel yardım, çiftlerin cinsel ilişki problemlerini çözme yolunda önemli adımlardır. Unutmayın, her çiftin cinsel ilişki deneyimi farklıdır ve her çift, kendi ihtiyaçlarına en uygun çözümü bulmalıdır.
Umarım bu yazı, evliliklerde cinsel ilişki problemleri konusunda size yardımcı olur. Unutmayın, cinsel sorunlarınızı çözmek için uzmana danışmanız her zaman en iyi seçenektir.
Devamı...
Erken Boşalmanın Sebepleri
Erken boşalma, meninin cinsel ilişki sırasında vücuttan kontrolsüzce istenenden erken boşaltılmasıyla meydana gelir. Erken boşalma çiftler arasında gerginlik ve ilişki sorunları yaratan ve sık rastlanılan bir erkek cinsel işlev bozukluğudur. Dünyada %20 ila %30 oranında sıklık gösterdiği bildirilmektedir. Erken boşalma, sık sık olmuyorsa endişeye gerek yoktur. Ancak, aşağıdaki durumlarda erken boşalmadan söz edilebilir.
- Seks sırasında boşalmayı neredeyse her zaman geciktirememek.
- Hemen hemen her cinsel birleşmede 1 ila 3 dakika içinde boşalmak.
- Sıkıntılı ve hüsrana uğramış hissetmek ve bunun sonucunda cinsellikten kaçınma eğiliminde olmak.
Bazı durumlarda erkek, partnerinin içine girmeden boşalma meydana gelir. Eğer gebelik amaçlanıyorsa bu ciddi bir problem olabilir. Diğer durumda erkek, içe girdikten biraz sonra boşalmaktadır. Erken boşalan erkek genellikle kendisini yeteneksiz ve yalnız hisseder. Yoğun bir utanç yaşar ve bunu partnerine söyleyemeyebilir. Genellikle arkadaşlarıyla da paylaşamaz. Partneri de benzer olarak kendini yalnız hissedebilir ve kafası karışık olabilir. Ne olduğunu anlayamaz ve kendisinin kusurlu olduğunu düşünebilir. Farklı cinsel tecrübeleri olmuş olabilir ve hala partneriyle probleminin ne olduğunu anlamakta zorluk çekebilir. Kızgın ve sinirli olabilir, partnerinin onun memnuniyetini ve mutluluğunu önemsemediğini, bencil olduğunu düşünebilir.
Erken Boşalma Şu Şekilde Sınıflandırılabilir:
Ömür boyu meydana gelen erken boşalma: Yaşam boyu erken boşalma, ilk cinsel ilişkiden başlayarak her zaman veya hemen hemen her zaman meydana gelir.
Edinilen erken boşalma: Erken boşalmanın gerçekleştiği cinsel ilişkiden önceki cinsel deneyimlerde boşalma erken boşalma sorunu yaşamaz.
Erken Boşalmanın Sebepleri
- Kronik hastalıklar
- Fiziksel yaralanma ve organ hasarı
- İlaç yan etkileri
- Psikolojik sebepler
- İlişkisel sebepler
Erken boşalmada vakaların çoğu piskolojik (özgüven eksikliği, performans anksiyetesi vs.) kökenlidir. Organik nedene (hormonel sebepler,kronik hastalıklar vs.) bağlı erken boşalmalar ise daha seyrek görülür.
Erken Boşalmada Tedavi Nasıl Yapılır?
Erken boşalma daha çok piskolojik kaynaklı olsa da altta yatan bedensel problemler mutlaka incelenmelidir. Bunun için bir Üroloji uzmanına muayene olunmalı sonrasında Erken boşalma tedavisinin devamı ve destekleyicisi amacıyla cinsel danışmanlık önerilmektedir.
Devamı...
G Noktası Nasıl Bulunur? (Egzersiz)
G Noktası Nasıl Bulunur?
G-noktasını keşfederken dikkat etmeniz gereken en önemli şey mesanedeki idari boşaltmaktır, çünkü alttan uygulanacak basınç mesaneneyi sıkıştıracak ve idrar geldi hissi uyandıracaktır. PC (aşk kasları) kaslarının farkında olan kadınlar bu kası sıkıp gevşetirlerse uyarı sırasında G-noktasının daha fazla hissederler.
G- Noktasını kendi kendinize arıyorsanız, cinsel yönden uyarılmış olmak için bunu mastürbasyon sırasında yapın. Eğer G-noktasını partnerinizle arıyorsanız bunu orgazma yakın yapın. Çünkü G-noktasının daha iyi hissedilmesi için bu yapının da kanla dolup kabarmış olması gerekmektedir, bu şişkinliği iki parmağınızı içeri sokup parmaklarınızın arasında hissedebilirsiniz.
G-Noktasını aramak için en iyi pozisyon yüzükoyun yatmaktır. Bu sırada işaret parmağı ile orta parmak vajinaya girerken baş parmağınızda pubis (kıllanan bölge) kemiğini tutmalıdır. Yani baş parmağınızla işaret parmağınız arasına pubis kemiğini ,idrar yolunu ve G- Noktasının bulunduğu yumuşak dokuyu sıkıştırabilirsiniz. Yavaş yavaş iki parmağınızı hareket ettirerek başparmağınıza doğru farklı bir his bulacağınız bölgeyi araştırın. Arada hafif kesik kesik baskılar uygulayın. Büyüklüğü bezelye tanesi kadar da olabilir, küçük bir ceviz kadar da…( Fakat menopozdan sonra G-noktasında bir küçülme olur unutmayın ama kaybolmaz)
Eğer eşiniz uyguluyorsa el ayası aşağıya gelecek şekilde işaret ve orta parmağını içeri sokmalı ve hemen girişinden itibaren kısa ve kesik kesik, bu yatış pozisyonunda (yüzükoyun) aşağı yukarı basınçlar uygulamalıdır. Bir vibratör çok daha iyi uyarabilir.
G-Noktası Uyarısı için En Uygun pozisyon:
Kadının altta yattığı cinsel ilişki pozisyonlarında penisin hareket yönü G – noktasını uyarma ihtimali çok azdır, ama erkeğin arkadan yaklaştığı pozisyonlarda kadının da kalça hareketleri yardımı ile penisin G-noktasına basınç uygulama olasılığı artar. Bu pozisyonda klitoris uyarılamaz ya da kadın kendi uyara bilir fakat kadınlarının pek çoğunun böyle bir cinsel birleşmede çok güçlü orgazm olmalarının nedeni G- notasının uyarılması ve orgazmı tetiklemesidir.
G- noktasının Uyarılmasında Ne hissedersiniz;
3 farklı duygu hissedersiniz. Birincisi çok güçlü zevk, ikincisi gıdıklama tarzında gelen garip tarif edilemez bir haz, üçüncü idrar yapma isteği, genellikle de bu sonuncusu görülür. Eğer mesaneniz boşken tuvalet ihtiyacı duyarsanız sakın duraklamayın; doğru yoldasınız demektir. Basıncı ve basınç uygulama frekansını arttırarak idrara gitme hissinin çoğalmasını bekleyin ve o dayanılmaz tuvalete gitme isteğine aldırmadan uyarıya devam edin. Bir kaç dakika sonra tuvalete gitme arzusu yerini gıdıklanma tarzında daha önce hiç tanımadığınız bir hisse bırakacaktır. Bu durumda uyarıyı arttırarak devam ettirin ( eşiniz uyarıyorsa ona devam ettirin) tabi uyarının en uygun şiddetini ayarlayacak sizsiniz. Bir süre sonra elinizin atında bu notanın daha da şiştiğini göreceksiniz. Bu sırada PC (aşk ) kaslarınızı kullanarak onu hızlı hızlı kasıp gevşetin. Patlayıcı tarzda bir orgazm yaşamanız olasıdır. İlk denemede başarısız olsanız da denemeye devam edin.
Devamı...
G Noktası ve Ararken Yapılan Hatalar
G noktası vajinanın ön duvarında pubis kemiğinin (kıllanmanın olduğu bölge) hemen altında vajinanın hemen gerişinde yumuşak dokuya gömülü halde bulunur. Her kadında büyüklüğü ve uyarılabilirliği farklılıklar göstere bilir. Klitorisin 12 ‘yi gösterdiği bir saat kadranında G noktasını 11 ile 1 arasında aramak gerekir. sağa sola kaymalar gösterebilir.
Kadınların G- Noktasını ararken yapılan hataları;
1- G- Noktası cinsel yönden uyarılmamış tahrik olmamış bir kadında bulunamaz. Ortaya çıkışı ve bulunuşu ancak kadının boşalmasına yakın olur. Bunun için iyi bir ön sevişme ve kadının daha penis vajinaya girmeden boşalmaya yaklaşması gerekir.
2- Dergilerde ve internette gördüğümüz kadının sırt üstü yatağı pozisyon G-noktasının bulunacağı en zor pozisyondur.
3- PC (aşk kasları) zayıf olan kadınlarda G- notasını bulmak çok zordur, ama bu kasın kuvvetlendirilmesi kuvvetlendirilmesi G noktasını bulma olasılığını arttırır.
4- Her önünüze gelen kadınla vajinal tuşe (bir elin işaret ve orta parmağını vajen sokmak) G-noktasını bulamazsınız.
5- G- noktasını en iyi kadınların kendisi bulur, ama kadınların çoğu bırakın cinsel organlarının içine dokunmayı dışına bile dokunmamışlardır. Bacaklarının arasındaki vajinal kanal sanki sadece erkeklere ait bir tabudur çoğu kadın için.
6- Kadınlara cinsellikten ve duygusallıktan uzak bir biçimde , bir kumanda düğmesi arar gibi yaklaşırsanız, G- notasını bulmanız mümkün değildir.
7- Uyarının sürmesi sırasında kadınların küçük tuvaletlerinin gelmesi normaldir. Bu sırada uyarı kesilmemeli devam edilmelidir. G- noktasının uyarılması idrar refleksini doğuracaktır.
8- G- noktası uyarılaması için yapılmış özel bazı vibratörlerle G- notası bulunabilir. Son yıllarda bu amaçla tasarlanmış özel vibratör ve dildolar mevcuttur. Fakat sex shoplarda satılan vibratörlerin %60-70 i G noktasını uyaramaz çünkü çoğunun titreşimi yetersizdir. G- notasının uyarısı için 150-200 hz’nin üzerinde titreşime ihtiyaç vardır. Çin malı vibratörler bazı kadınlarda klitorisi bile uyaramazlar.
9- G- oktasını bulmanın en etkili yollarından biride kegel gezersizi yaptıktan sonra aramaktır. Kegel gezersizi sırasında G notasının bulunması daha kolaydır.
Devamı...
Kaliteli Cinsel Yaşam için 5 Tavsiye

1. İletişim Çok Önemli
Kaliteli bir cinsel hayatın olmazsa olmazıdır iletişim. Cinsellik her ne kadar tabu olarak görünse de iyi bir cinsel hayat için çiftler birbiriyle neleri sevip neleri sevmediklerini, neyden zevk alıp neyden acı duyduklarını tüm detaylarıyla paylaşmalıdır. Unutmayın uyuşmazlıklar varsa tek çözümü açık iletişim.

2. Orgazm Taklidi
Araştırmalara göre kadınların sık sık başvurduğu bu yöntem ilişkinin başlangıcında eğitici özelliğe sahip olsa da ilişkinin ilerleyen zamanlarında bu yöntemin sonlandırılması gerekiyor. Kadınlar erkeklere göre daha zor orgazm olabiliyor. Bu nedenle iletişim kuralında bahsettiğimiz gibi açık olup zevklerinize odaklanarak gerçek orgazmı yaşamak için çaba göstermelisiniz.

3. Yeniliklere Açık Olun
Hemen hemen tüm ilişkiler belli bir süre sonra doygunluğa ulaşır ve ilişkinin heyecanını yitirir. Bu durumda yapmanız gereken en kolay yöntem cinsel hayatınızı renklendirmek olmalı. Farklı pozisyonlar, farklı mekanlar, yeni kostümler ve cinsel oyuncaklar… Ayrıca iki tarafında kabul ettiği fantezilere de açık olun!

4. Kendinizi ve Bedeninizi Tanıyın
İnsanlar çoğu alanda farklı zevklere sahiptir. Bu durum cinsel ilişkilerde de geçerlidir. Kimi insanlar görsellikten etkilenirken, kimi kokudan, dokunmaktan, sesten veya farklı şeylerden… Cinsel açıdan kendinizi ve bedeninizi tanımak zevklerinizi keşfetmek en önemli yollarından biridir. Tabi zevklerinizi partnerinizle de paylaşmalısınız.

5. Kesinlikle Kıyaslamayın
Ve son olarak partnerinizi/sevgilinizi/eşinizi ondan önceki ilişkiniz ile kesinlikle kıyaslamayın. Unutmayın ki her kıyaslama sizi soğutarak ilişkinize zarar verecektir.

KORONA VİRÜS GÜNLERİ CİNSEL İLİŞKİDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Bütün dünyayı etkisi altına alan ‘korona virüs’ maalesef hepimizin en büyük gündemi haline geldi. Korona virüsünden nasıl korunacağız? Korona virüsünün tedavisinde nasıl bir yol izleniyor? 14 günlük karantina süresinde nelere dikkat edilmeli? Sosyal mesafe ne demektir? gibi bir çok soru hepimizin kafasını meşgul ediyor.
Evde kal çağrısına uyduğumuz şu günler, eşimiz/partnerimizle de bolca vakit geçirmemize vesile oldu. Bu beraberlikte farklı soruları ve sorunları da ortaya çıkardı. ’Korona virüs ilişkilerimizi ve cinsel birlikteliğimizi nasıl etkiler?’ ‘korona virüs cinsel ilişki yoluyla bulaşır mı?’ diye düşünüp, çekindiğimizden kimseye soramamış olabiliriz. Korona virüs ve cinsel ilişki ile ilgili gerçeklerle söylentileri birbirinden ayırmak için bu yazıyı kaleme alıyorum.
Korona Virüs Günlerinde Cinsel İlişki Güvenli mi?
Bir ilişki içindeyseniz, bu kişi ile birlikte yaşıyor ve aynı evi paylaşıyorsanız cinsel ilişkiye girmekte bir sakınca yoktur. Fakat ikinizden biri korona virüs belirtisi gösteriyorsa ya da bir kişi evde kal çağrısına uyarken diğer kişinin dışarı çevreyle bağlantı kurması gerekiyorsa, aranızdaki güvenli mesafeyi korumalı ve evin içinde bile izolasyonu korumalısınız. Olması gereken ideal evde bile herkesin 1,5 m mesafeyi korumaya çalışmasıdır ama bunun çok gerçekçi olmadığının da farkındayız.
Siz hastalığı ayakta ve hafif geçirirken eşiniz/partneriniz sizinle aynı rahatlıkta hafif geçirmiyor olabilir. Sonuç olarak belirtiler varsa ya da temaslı birileri ile görüşüyorsanız eşiniz/ partnerinizden uzak durun.
Bu Süreçte Yeni Birileri ile İlişkiye Girmek Tehlikeli mi?
Korona virüsü %80 kişinin ayakta atlattığı, bunların bir kısmının herhangi bir hastalık belirtisi göstermeden geçirdiği bu ortamda yeni kişilerle cinsel ilişkiyi kesinlikle tavsiye etmiyorum. Tamamen sağlıklı hissediyor olsanız bile siz de virüs varsa diğer kişiye ya da onda olan farkına bile varılmayan virüs size geçebilir. Böylece bu da yakın temasta bir çok kişiye virüsün yayılması demektir.
Yakın Zaman Önce Tanıştığım Biriyle Öpüştüm ve Sonrasında Bu Kişi Hastalık Belirtileri Göstermeye Başladı Ne Yapmalıyım?
Korona virüs belirtileri gösterdiğini düşündüğünüz biri ile öpüştünüz ya da cinsel ilişkiye girdiniz, kendinizi karantina alın ve 14 gün kuralına uyun. Belirtileri gösterip göstermediğinizi kontrol edin. Gösterirseniz kendinizi daha sıkı karantinaya alın. Belirtiler daha da artarsa muhakkak aile hekiminize başvurun ya da Alo 184 ü arayın.
Ortada bir ilişki varsa, hepimiz hem kendimizden hem de diğer kişiden sorumlu olmalıyız. Eğer siz hastalık belirtisi gösteriyorsanız yakın zamanda kimle cinsel ilişkiye girdiyseniz ya da öpüştüyseniz onlara haber verin.
Korona Virüs Salgını Öncesinde Eşimle/Partnerimle İlişkide Kondom Kullanmıyordum. Şimdi Kullanmaya Başlamalı mıyım?
Bunun cevabı prezervatifi daha önce hangi sebeple kullanmadığınızda yatıyor.
Her ikiniz de cinsel ilişkiyle geçen bir hastalık taşımadığınızı testlerle belirlediyseniz bu yüzden kullanmıyor olabilirsiniz. Ya da hamilelikten kaçınmak için farklı korunma yöntemleri kullanıyorsanız bu nedenle de kullanmıyor olabilirsiniz. Bu durumlarda prezervatif kullanmamaya devam edebilirsiniz. Fakat eğer başka sebeplerle örneğin cinsel ilişkiyle geçen hastalıkları umursamadığınız için ya da daha güvenilmez bir doğum kontrol yöntemi kullandığınız için kullanmıyorsanız, şimdi prezervatif kullanmaya başlamak daha bir önem kazanıyor.
Başka Birinin Cinsel Organına dokunmakla Korona Virüsü Kapabilir miyim?
Bir kişinin cinsel organına dokunuyorsanız büyük bir olasılıkla öpüşüyorsunuz da demektir. Korona virüsün tükürükle geçtiğini biliyoruz. Aslına bakarsanız korona virüs ağzınızdan ellerinize , cinsel organınıza ve diğer kişinin ağzına burnuna geçişine olanak veren her şey korona virüs bulaşma ihtimalini de arttırır. Bu ihtimali en aza indirmeniz gerek. Bu sebepten birlikte yaşamadığınız biriyle ilişki yaşamamak temas içinde olmamak çok önemli.
Korona Virüsü Salgını Devam Ederken Tek Kalmamak için İlişki Sürdürmeyi Nasıl Başarabilirim?
Hiç şüphe yok ki korona virüs bir çok insanı iyi bir cinsel yaşamın anlamını ve gerçekten zevkli ve hoş bir ilişkinin ne olduğunu düşünmeye sevk etti. Bu konu hakkında bir çok sorular alıyorum hatta bir çok kişinin birbirine erotik hikayeler yazmaya başladığına dair hikayeler duyuyorum. Ayrı yaşadıkları bir ilişki içinde olup kendilerini karantinaya almış insanların bu durumu bir avantaja dönüştürerek gerçekten yaratıcılıklarını kullandıklarını duyuyorum. Biraz hayal gücünüzü kullanarak yüz yüze gelmeden de bir başkasıyla gayet erotik ve sizi yakınlaştıracak bir zaman geçirmenin bir çok yolu var.
Tabi bazı çiftleri birbirine yakınlaştırırken bir çok çiftte eşiyle/partnerleriyle cinsel uyumlarının farklı olduğunu da keşfedebilir. Haftada bir cinsel birliktelik yaşarken korona virüs yüzünden sürekli bir arada olmak durumunda kalanların karşılaşabildiği bir durum. Birden eşinizden daha sık cinsel ilişki arzuluyor olduğunuzu ya da tersini fark edebilirsiniz. Cinsellikten ve ilişkiden beklentilerinizin farklı olduğunu da görebilirsiniz Bunu karşılıklı saygı ve sevgi içinde birbirine anlatabilmek çok önemli. Birlikte yaşamak, her istediğiniz zaman cinsel ilişkiye girme hakkı vermez.
Çözümsüz kalan veya başa çıkamadığınız sorunlarınız hakkında online destek alabilirsiniz. Cinsel Terapi, Evlilik ve Aile terapisi ve Bireysel terapi günümüz şartlarında evinizin rahatlığında online alabileceğiniz bir hizmettir.
Devamı...
Cinsel İsteksizliği İstemeyin!
Cinsel işlev bozukluğu: İnsan cinsel yanıt döngüsünde tatminkar cinsel uyarılma ve orgazma ulaşmada yetersizliğe yol açabilecek herhangi bir aksamanın olmasıdır. Cinsel işlev bozukluklarında, cinsel hayatta tatmin olamama ve bunun sürekli olması hali söz konusudur. Cinsel yanıt döngüsünü belirleyen süreç bozulmuştur ya da cinsel ilişki esnasında ağrı vardır.
Kadın cinsel işlev bozukluklarının en sık karşılaşılanları ; Ağrılı cinsel ilişki, Orgazm ve boşalma sorunları ve bunların sonucu bazen de sebebi cinsel isteksizliktir. Cinsel isteksizliği ise farketmeden kişi kendi de isteyebilir.
Cinsel işlev bozukluklarının altında yatan en önemli sebeplerin başında yanlış bilgi ve inanç kalıpları gelir. Özellikle inandığınız mitler cinsel hayatınızı çok yakından ilgilendirir. Örneğin;
-Kadın cinselliği açıkça istememelidir, istediği taktirde hafif kadın olur,
-Cinsel sorunlar tedavi edilemez,
-Cinsellik kadın için bir vazifedir. Bu ve benzeri inanç kalıpları cinsel hayatınızı negatif etkileyecektir.
Ayrıca kadın cinsel işlev bozuklukları ve ağrılı cinsel birleşmede çıkan sorunun kaynağı sadece kadına bağlı gibi bir inanç olsada, sorun çiftte ait bir sorundur. Ağrılı cinsel birleşmelerin bir sebebi de anlayışsız erkektir.
Erkekler flörtün başında on kaplan gücünde ilişki kurar ve kadını elde etmek için gerekli motivasyona fazlasıyla sahipken, ilişkinin devamında evdeki kuş, daldaki kuş kadar ilgi çekmemeye başlar. Böylece çiftler birbirine olan ilgilerini kaybeder ve daha anlayışsız olmaya başlarlar. Erkeğin kadını ile sevişmeyi keşfetmesi ve ona haz verebilmesi için, ilk önce kendi dişi tarafı ile bağlantı kurmayı keşfetmesi gerekir. Sevişirken dişi tarafını ortaya çıkaran bir erkek kadının da ruhundan anlamış olur.
Kadın cinsel işlev bozukluklarını anlamak kadınları anlamak kadar zordur. Çünkü çoğu kadın da ne istediğini bilemeye bilir. Bundan dolayı yaşanan sorunlarda uzman bir cinsel terapistten yardım almak çok önemlidir.
Ülkemizde kadınlarda yaşanan çeşitli cinsel işlev bozukluklarının tahmini rastlanma oranı şu şekildedir:
Cinsel isteksizlik %40
Orgazm bozuklukları %35
Cinsel uyarılma bozukluğu %30
Vajinismus %10
Diğer % 15
Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?
Her kadın kendi cinsel hayatına ilgi alakasını takip ederek belirtileri fark edebilir ve tedavi sürecini başlatmak için adım atabilir.
1- Cinsel isteğin ve sekse duyulan ilginin çok az ya da hiç olmaması,
2- Cinsel birleşme sırasında uyarılmanın gerçekleşmemesi,
3- Cinsel eylem sırasında vajinanın kayganlığının (ıslanması) olmaması ya da yeteri kadar olmaması,
4- Cinsel organlarda duyarsızlık,
5- Cinsel birleşme anında ya da mastürbasyon sırasında zor ya da hiç orgazm olamama,
6- Cinsellik esnasında ağrı ve rahatsızlık olması,
7- Cinsel birleşmeden sonra ağrı ve rahatsızlık olması.
Terapi Süreci
İlk olarak bilinmesi gereken cinsel işlev bozukluklarının çiftlerden birisini ilgilendiren bir sorun değil, çifttin uyumsuzluk süreci olduğudur. Terapi süreci nasıl gelişir ve neler çözülmeye çalışılır;
- Yanlış ilgi ve inançları düzeltmek,
- Cinsel anksiyeteyi azaltmak,
- Gevşetmek ve rahatlatmak,
- Kendisinin ve eşinin duygusal ve cinsel yanıtlarını arttırmak,
- Eşine karşı öfke ve ikili duyguları azaltmak,
- Yeni duygusal ve cinsel teknikler öğrenmek,
- Eşler arası iletişimi arttırmak
- Kadınların ve erkelerin genel farklılıklarını anlamak ve farklılıklarının bir çatışma değil birbirini tamamlayan unsurlar olduğunun farkına varmak,
- Seks sırasında erotik olmayan düşüncelerden sıyrılabilmek,
- Orgazmla ilgili üstünlüğü, ön yargıları azaltmak,
- Seyirci rolünden sıyrılıp, kendini cinsel doğasıyla bütünleştirmesi sağlanır…vb.
Devamı...