Cinsellik genelde insanların konuşmaya çekindiği bir konu maalesef… Halbuki iyi bir ilişkinin olmazsa olmazıdır cinsellik. Kaliteli cinsel yaşam için çiftlerin uygulaması gereken 5 basit kuralı uygulamanızı tavsiye ediyoruz.

Evlilikte Cinsel Eğitimin Önemi
Başarılı bir evlilik için sağlıklı iletişim, karşılıklı anlayış ve uyum gibi birçok faktörün yanı sıra cinsel yaşamın da büyük bir önemi vardır. Cinsel ilişki, bir evlilikteki yakınlığı artıran, duygusal bağı güçlendiren ve çiftler arasındaki bağlılığı pekiştiren önemli bir unsurdur. Bu nedenle, evlilikte cinsel eğitim, sağlıklı bir cinsel yaşamın temelini oluşturur ve ilişkideki mutluluğu artırır.
Cinsel eğitim, bireylere cinsellikle ilgili doğru bilgilerin aktarılmasını ve cinsel sağlık konularının anlaşılmasını içerir. Çoğu insan için cinsellik hakkında konuşmak zor veya utanç verici olabilir, ancak bu konuda açık ve dürüst iletişim, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamasına ve ihtiyaçlarını ifade etmesine yardımcı olur. Cinsel eğitim, çiftlerin cinsel yaşamlarında daha tatmin edici deneyimler yaşamalarına ve birbirlerine karşı daha duyarlı olmalarına yardımcı olur.
Evlilikte cinsel eğitimin önemi:
- Doğru bilgi sağlar: Cinsel eğitim, çiftlere anatomik ve fizyolojik bilgileri sunar. Bu sayede, cinsel işlev bozuklukları veya sağlık sorunları hakkında bilgi sahibi olabilirler. Doğru bilgi, yanlış inançları ve mitleri ortadan kaldırır ve sağlıklı bir cinsel yaşam için temel oluşturur.
- İletişimi güçlendirir: Cinsel eğitim, çiftler arasında açık ve dürüst iletişimi teşvik eder. Cinsel ihtiyaçlar, tercihler ve sınırlar hakkında konuşmak, çiftlerin birbirini daha iyi anlamasını sağlar. Ayrıca, cinsel eğitim çiftlerin cinsel sorunları veya endişeleri hakkında konuşmalarına yardımcı olur ve bu sorunların çözümü için birlikte çalışmalarını sağlar.
- Cinsel sağlığı destekler: Cinsel eğitim, çiftlere cinsel sağlık konularında bilinçli olmayı öğretir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, doğum kontrol yöntemleri, cinsel hijyen gibi konular hakkında bilgi sahibi olmak, sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürmek için önemlidir. Cinsel eğitim ayrıca gebelik ve doğum konularında da rehberlik sağlar.
- Cinsel memnuniyeti artırır: Cinsel eğitim, çiftlerin cinsel deneyimlerini geliştirmelerine yardımcı olur. İyi bir cinsel yaşam, çiftler arasındaki bağı güçlendirir ve ilişkide daha fazla mutluluk sağlar. Cinsel eğitim, çiftlere cinsel teknikler, cinsel fanteziler ve cinsel zevk artırıcı yöntemler hakkında bilgi verir.
- Sorunları çözmede yardımcı olur: Cinsel eğitim, çiftlerin cinsel sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olur. Cinsel işlev bozuklukları, düşük cinsel istek, ereksiyon sorunları gibi sorunlarla karşılaşan çiftler, bu konularda doğru bilgiye ve destek hizmetlerine erişebilirler. Cinsel eğitim, çiftlerin bu sorunların üstesinden gelmelerine ve cinsel sağlıklarını iyileştirmelerine yardımcı olur.
Sonuç olarak, evlilikte cinsel eğitim, çiftlerin sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürmelerini sağlar ve ilişkideki mutluluğu artırır. Doğru bilgi, açık iletişim ve sağlıklı cinsel alışkanlıklar, evlilikte cinsel uyumu ve tatmini güçlendirir. Cinsel eğitim, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamalarını ve cinsel ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlar. Bu nedenle, evliliklerde cinsel eğitime önem vermek, çiftlerin daha sağlıklı ve tatmin edici bir cinsel yaşama sahip olmalarını destekler.
Devamı...
Kaliteli Cinsel Yaşam için 5 Tavsiye

1. İletişim Çok Önemli
Kaliteli bir cinsel hayatın olmazsa olmazıdır iletişim. Cinsellik her ne kadar tabu olarak görünse de iyi bir cinsel hayat için çiftler birbiriyle neleri sevip neleri sevmediklerini, neyden zevk alıp neyden acı duyduklarını tüm detaylarıyla paylaşmalıdır. Unutmayın uyuşmazlıklar varsa tek çözümü açık iletişim.

2. Orgazm Taklidi
Araştırmalara göre kadınların sık sık başvurduğu bu yöntem ilişkinin başlangıcında eğitici özelliğe sahip olsa da ilişkinin ilerleyen zamanlarında bu yöntemin sonlandırılması gerekiyor. Kadınlar erkeklere göre daha zor orgazm olabiliyor. Bu nedenle iletişim kuralında bahsettiğimiz gibi açık olup zevklerinize odaklanarak gerçek orgazmı yaşamak için çaba göstermelisiniz.

3. Yeniliklere Açık Olun
Hemen hemen tüm ilişkiler belli bir süre sonra doygunluğa ulaşır ve ilişkinin heyecanını yitirir. Bu durumda yapmanız gereken en kolay yöntem cinsel hayatınızı renklendirmek olmalı. Farklı pozisyonlar, farklı mekanlar, yeni kostümler ve cinsel oyuncaklar… Ayrıca iki tarafında kabul ettiği fantezilere de açık olun!

4. Kendinizi ve Bedeninizi Tanıyın
İnsanlar çoğu alanda farklı zevklere sahiptir. Bu durum cinsel ilişkilerde de geçerlidir. Kimi insanlar görsellikten etkilenirken, kimi kokudan, dokunmaktan, sesten veya farklı şeylerden… Cinsel açıdan kendinizi ve bedeninizi tanımak zevklerinizi keşfetmek en önemli yollarından biridir. Tabi zevklerinizi partnerinizle de paylaşmalısınız.

5. Kesinlikle Kıyaslamayın
Ve son olarak partnerinizi/sevgilinizi/eşinizi ondan önceki ilişkiniz ile kesinlikle kıyaslamayın. Unutmayın ki her kıyaslama sizi soğutarak ilişkinize zarar verecektir.

Cinsel İsteksizliği İstemeyin!
Cinsel işlev bozukluğu: İnsan cinsel yanıt döngüsünde tatminkar cinsel uyarılma ve orgazma ulaşmada yetersizliğe yol açabilecek herhangi bir aksamanın olmasıdır. Cinsel işlev bozukluklarında, cinsel hayatta tatmin olamama ve bunun sürekli olması hali söz konusudur. Cinsel yanıt döngüsünü belirleyen süreç bozulmuştur ya da cinsel ilişki esnasında ağrı vardır.
Kadın cinsel işlev bozukluklarının en sık karşılaşılanları ; Ağrılı cinsel ilişki, Orgazm ve boşalma sorunları ve bunların sonucu bazen de sebebi cinsel isteksizliktir. Cinsel isteksizliği ise farketmeden kişi kendi de isteyebilir.
Cinsel işlev bozukluklarının altında yatan en önemli sebeplerin başında yanlış bilgi ve inanç kalıpları gelir. Özellikle inandığınız mitler cinsel hayatınızı çok yakından ilgilendirir. Örneğin;
-Kadın cinselliği açıkça istememelidir, istediği taktirde hafif kadın olur,
-Cinsel sorunlar tedavi edilemez,
-Cinsellik kadın için bir vazifedir. Bu ve benzeri inanç kalıpları cinsel hayatınızı negatif etkileyecektir.
Ayrıca kadın cinsel işlev bozuklukları ve ağrılı cinsel birleşmede çıkan sorunun kaynağı sadece kadına bağlı gibi bir inanç olsada, sorun çiftte ait bir sorundur. Ağrılı cinsel birleşmelerin bir sebebi de anlayışsız erkektir.
Erkekler flörtün başında on kaplan gücünde ilişki kurar ve kadını elde etmek için gerekli motivasyona fazlasıyla sahipken, ilişkinin devamında evdeki kuş, daldaki kuş kadar ilgi çekmemeye başlar. Böylece çiftler birbirine olan ilgilerini kaybeder ve daha anlayışsız olmaya başlarlar. Erkeğin kadını ile sevişmeyi keşfetmesi ve ona haz verebilmesi için, ilk önce kendi dişi tarafı ile bağlantı kurmayı keşfetmesi gerekir. Sevişirken dişi tarafını ortaya çıkaran bir erkek kadının da ruhundan anlamış olur.
Kadın cinsel işlev bozukluklarını anlamak kadınları anlamak kadar zordur. Çünkü çoğu kadın da ne istediğini bilemeye bilir. Bundan dolayı yaşanan sorunlarda uzman bir cinsel terapistten yardım almak çok önemlidir.
Ülkemizde kadınlarda yaşanan çeşitli cinsel işlev bozukluklarının tahmini rastlanma oranı şu şekildedir:
Cinsel isteksizlik %40
Orgazm bozuklukları %35
Cinsel uyarılma bozukluğu %30
Vajinismus %10
Diğer % 15
Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?
Her kadın kendi cinsel hayatına ilgi alakasını takip ederek belirtileri fark edebilir ve tedavi sürecini başlatmak için adım atabilir.
1- Cinsel isteğin ve sekse duyulan ilginin çok az ya da hiç olmaması,
2- Cinsel birleşme sırasında uyarılmanın gerçekleşmemesi,
3- Cinsel eylem sırasında vajinanın kayganlığının (ıslanması) olmaması ya da yeteri kadar olmaması,
4- Cinsel organlarda duyarsızlık,
5- Cinsel birleşme anında ya da mastürbasyon sırasında zor ya da hiç orgazm olamama,
6- Cinsellik esnasında ağrı ve rahatsızlık olması,
7- Cinsel birleşmeden sonra ağrı ve rahatsızlık olması.
Terapi Süreci
İlk olarak bilinmesi gereken cinsel işlev bozukluklarının çiftlerden birisini ilgilendiren bir sorun değil, çifttin uyumsuzluk süreci olduğudur. Terapi süreci nasıl gelişir ve neler çözülmeye çalışılır;
- Yanlış ilgi ve inançları düzeltmek,
- Cinsel anksiyeteyi azaltmak,
- Gevşetmek ve rahatlatmak,
- Kendisinin ve eşinin duygusal ve cinsel yanıtlarını arttırmak,
- Eşine karşı öfke ve ikili duyguları azaltmak,
- Yeni duygusal ve cinsel teknikler öğrenmek,
- Eşler arası iletişimi arttırmak
- Kadınların ve erkelerin genel farklılıklarını anlamak ve farklılıklarının bir çatışma değil birbirini tamamlayan unsurlar olduğunun farkına varmak,
- Seks sırasında erotik olmayan düşüncelerden sıyrılabilmek,
- Orgazmla ilgili üstünlüğü, ön yargıları azaltmak,
- Seyirci rolünden sıyrılıp, kendini cinsel doğasıyla bütünleştirmesi sağlanır…vb.
Devamı...

Sertleşme Sorunu Partnerle mi İlgilidir?
Cinsel Terapist Cevaplıyor-1
Eşim sertleşme sorunu yaşıyor, bunun nedeni beni yeterince arzulamaması mı yoksa benim yetersizliğim mi?
Kadınlar erkek cinsel sorunlarından yoğun bir şekilde etkilenir. Genişletilmiş araştırmalara göre, vakaların %25 ila 60’ında, “güçsüz” bir erkeğin kadını da cinsel sıkıntılar çekiyor. Libidosu düşüyor, seks yaparken acı çekiyor, orgazm yoksunluğu yaşıyor, penetrasyon ( cinsel birleşme) olmuyor. Bu durum kısmen erkeğin motivasyon bozukluğundan ve özellikle mesleki ya da duygusal nedenlerle incinmişse ardından gelen ketlenmelerden kaynaklanıyor. Bu vakalarda sertleşme sorunun çözümü için çift birlikte terapisi görmesini tavsiye ediyoruz.
Ayrıca sertleşme sorununun eşten/partnerden bağımsız olarak her kadın karşısında yaşandığı durumlarda vardır. Erkek kadını çok arzulayabilir, kadın oldukça deneyimli olabilir… Bu durumda tek sorun erkeğin cinsel organıdır. Tanı sadece iki partnerin cinsel alışkanlıklarını sorgulayan ve erkek tercih ederse uzman bir doktor tarafından konulabilir.
Devamı...
Cinsel Birleşmenin (Penetrasyonun) İmkansızlığı;
Vajinismus olarak da adlandırılan penetrasyon yoksunluğu cinsel davranışla ilgili psişik bir bozukluktur. Sanıldığından daha sık görülür. Cinsel işlev bozukluğu için gelen danışanların %12 ile %17si penetrasyon korkusuyla ilgilidir. Perine kaslarının istemsiz kasılmasıyla ortaya çıkar. Refleks parmakla ya da spekulumla jinekolojik bir muayeneyi engelleyecek kadar güçlüdür. Özellikle evliliğin geçerliliğini engeller devamlılığını da riske atar.
Vajinismus sıklıkla göz kapağının göze bir nesnenin yaklaşmasıyla kapanmasına benzetilir. Bu sorun genellikle ilk giriş denemelerinde ortaya çıkar. Kadınlar sınır aşılmadıkça seks oyunlarına hoşgörü ile yaklaşıp haz alabilirler. Boşalma karşılıklı okşayışlardan sonra vajina dışında gerçekleşir.
* İki yıllık evli olan Ayten cinsel ilişkinin imkansızlığından dolayı ayrılığın eşiğine gelmiştir. Çift suçun karşı tarafta olduğunu düşünerek suçu karşı tarafa atar. “Beceriksiz davranıyorsun”, “yapmama izin vermiyorsun”, gibi… Vajina sıkıntısı çeken kadınların %80 de olduğu gibi, Ayten cinsel organını içine girme düşüncesinden bile korkmaktadır. Mecbur kaldığında cinsel terapistte gelir. Tedaviye eşte dahil edilerek, doğru sevişme sanatı ve uyarılma teknikleri öğretilir. Uygun bir soluk alış verişi ile alt karındaki kasların basıncı azaltmayı, sonrasın da kalça bölgesini hareketlendirmeye girişip, penetrasyon düşüncesine alışmaya çalışır. Önce tek başına sonra eşiyle yaptığı bir dizi parmak egzersizleri ile içeri girmeye yönlendirilir. Ardından peş peşe gelen aşamalarla tam anlamıyla içine girinceye kadar partneriyle ilişkiye girer. Genç kadın kısa sürede iyileşir ve hamile kalır.
Bir çok kadın iyileşmek istese de Ayten gibi bir terapistte gitmeye cesaret edemiyor ya da etkin çözümlerin var olduğunu bilmiyorlar. Vakaların %80 ni kısa suren seanslar ile çözebilecekken yıllarca bekliyor.
Tedavi bir çok düzeyde gerçekleşiyor. Kassal gevşemenin öğrenilmesi, Vajinal gerçekliğin bilincine varılması, nihayet kendini anlamak, anlatmak, daha iyi tanımayı öğrenmek için kısa bir “cinsel terapi” alınmalıdır.
Hemen Randevu Alın

Klitoris Mucizesi
Klitoris kelimesinin kökeni, Yunanca ‘küçük tepe’ anlamındaki “kleitoris” kelimesinden gelir. Tek işlevleri zevk olan mucizevi sekiz bin sinir ucu içeren klitoris, kadın erojen anatomisinin basitçe en uç noktasıdır. Vajinal açıklığın hemen üzerinde yer alan bu küçük, tomurcuk benzeri çıkıntı, pelvisin derinliklerinde, hem vajinanın iki yanında hem idrar yolunun etrafında yer alan geniş erojen erektil doku ağına bağlıdır. Klitoris başı kısmen klitoral örtü ya da prepüs ile örtülüdür.
Uyarılmış durumdaki klitoral sap iki bucuk santimetre boyundadır ve çoğu zaman görünmez. Ancak uyarılmış durumda çapı iki katına çıkabilir. Ayrıca klitorisin “bacakları”, yani vajina girişinin her iki yanındaki vestübüler tomurcuklar ve idrar yolunu çevreleyen süngersi erektil doku da şişecektir; vajina uzar, vajinanın en uca kalan üçte birlik kısmı da şişerek rahim ve serviksi yukarı kaldırır.
Klitoris Uyarılma Hamile Kalmayı Kolaylaştırır;
İlişki kadının tam bir cinsel tepki vermesinin ardından yaşanırsa vajinanın değişen şekli spermin rahmin ağzına gelmesini sağlayarak döllenmeyi kolaylaştırır. Bu tanımda da anlaşıldığı üzere kadın cinsel tepkisi dışsal olmaktan çok daha fazla içseldir.
Klitoris Uyarılması Nasıl Olur;
Binlerce sinir ucu bulunduğu için klitorisin ucu temasa karşı son terece hassastır. Klitoris, Kişinin sevgilisi tarafından hayran olunması veya sadece kadının bedeninin bu bölgesine pozitif düşünce ve duygular göndermesi gibi her türlü zevk alınabilecek durumda üzerini örten derinin altından kolayca çıkacaktır. Bir kadın cinsel organı ile ilgili olumlu bir şekilde ne kadar düşünürse vulvanın iç dudakları kan ile dolacak, vajina ıslanmaya başlayacaktır. Şuanda durun ve klitorisinizi hissetmeye çalışın. Neler olduğunu izleyin.
Şunu da deneyin; Bir el aynası alın ve ışığı iyi olan bir yerde oturun. Vulvanızı, klitoris ve vajinanızı inceleyin.Sonra da o bölgeye sevgi hayranlık içeren cümleler gönderin.Neler olduğunu izleyin. Bu egzersizi eşiniz ile yapmak da size harika hissettirecektir.
Klitoris Uyarılmayı Etkileyen Bölgeler;
Klitoris anatomik olarak G noktasına da bağlıdır. Tantrik metinlerde burası kutsal nokta olarak da geçer. Klitoris sanki kuzey kutbu G noktası ise güney kutbu gibidir. Meme ucu duyarlılığı da doğrudan güçlü bir uyarımla ve pelvik kas kasılmalarıyla sonuçlanır. Öpüşmede öyle. Hassaslık seviyesi bir duyusal minyatüre bakılarak çok net bir şekilde anlaşılabilir.
Netice de kadın erektil uyarılması erkeklere göre daha fazladır.
Yaygın bilinen yanlışlar üzerine klitoris hakkında muhtemelen daha önce bilmediğiniz 11 şaşırtıcı gerçek;
- Klitoris’in nerede olduğunu bildiğinizi düşünüyorsanız yanılıyor olabilirsiniz. Vulva her şeyi kapsayan bir bölgedir ve labia, klitoris de içinde bulunur. Erkekteki penis başının kadındaki karşılığı da diyebiliriz.
- Yapılan araştırmalara göre kadınların %50’si ile %75’i klitorise dokunulduğu takdirde orgazm olabilmektedir. Çoğu kadın tek başına cinsel ilişki yoluyla orgazm yaşayamaz.
- Klitoris, çıplak gözle sadece kısmen görülebilmektedir. Tamamını çıplak gözle görmeniz imkansızdır. Gömülü bir hazineye benzetebilirsiniz. Hemen hemen dörtte üçü gözle görülemez.
- Klitoris, bir kadının hayatı boyunca büyür. Menopozdan sonra klitoris, gençken sahip olunan boyuttan ikibuçuk kat daha büyük olabilir.
- Sekiz binden fazla sinir ucu bulunur. Bu bir erkeğin sahip olduğu penisteki hassas sinir ucu sayısının iki katı.
- Bütün bebekler doğduklarında genital yapıya sahiptirler. Bebek anne karnında iken yaklaşık oniki haftada, genital organı bir penis veya labiaya dönüşmeye başlar. Klitoris ve penis aynı dokudan oluşur. Klitorisin penis başı olan glans (sünnet derisi veya kaput olarak da bilinir), erektil bir dokudur.
- En başa dönecek olursak erkekte dışarı doğru çıkan uzuv varken, kadında içe doğru çıkan bir uzuv vardır. Klitorisin tamamının görünmemesi de bu yüzdendir. Klitoris; klitorik kafa, başlık ve klitoral milden oluşan klitorisin yanı sıra, üretral sünger, erektil doku, bezler, vestibüler ampuller ve klitoral bacaklardan oluşmaktadır. Bu nedenle klitorisi bir buzdağına benzetebiliriz. Sadece klitoral kafa ve başlık vücudun dışında bulunur. Bazı seks uzmanları G Noktasının aslında klitorisin bir parçası olduğunu söylemektedir.
- Klitoris, kadın vücudunda cinsel birleşme için zevk verici organ konumundadır. Penis gibi şişebilir. Her memeli dişide klitoris vardır.
- Birden fazla orgazm çeşidi vardır. Ancak en zoru klitoral orgazmdır. Çok az kadın herhangi bir klitoral uyarı olmaksızın orgazma ulaşabilir.
- Klitoris, her kadında farklı boyutta ve büyüklüktedir. Bazı kadınlar cinsel birleşme esnasında klitorise dokunulmasından hoşlanırken genel itibariyle dikkatli davranılmalıdır. Sert ve baskılı müdahaleler ağrı oluşmasına neden olabilir.
- Bir klitoral orgazm, 3 ile 16 kasılma arasında olabilir ve on ila otuz saniye sürebilir. Pelvik kasılmalar nedeniyle birden fazla orgazm olmak da mümkün. Ancak bu süre, klitoral orgazmın en fantastik erkek orgazmından bile daha uzun sürdüğü gerçeğini gözler önüne seriyor.
Hemen Randevu Alın

Çiftler Arasına Giren Cinsel Soğukluk
Evlilikte ilişkiler yıllar geçtikçe sıradanlaşır. Zamanla birbirine alışan çiftler ilişki için artık emek harcamamaya başlar, ilişkideki tutkuyu ateşleyen her şey zorunlu bir görev haline gelir. Ve tabi ki zorundalıklar sevilmez. Hele bir de çocukların olması ve bu telaşların girmesiyle araya eşlerin ilgileri farklı alanlara kayar. Bu da ilişkinizi durağan ve tehlikeli bir dönem içine sokar. Çiftlerin bu umursamaz, özensiz tavırları heyecanlarını kaybetmelerine, cinsel soğukluğa ve beraberinde birbirlerinden soğumalarına yol açabilir. Bu soğukluğa neler sebep oluyor gelin beraber bakalım.
Kişisel Bakımınız ve Fiziğiniz Çok Önemli;
Her ne kadar zamanla eşler karşılıklı her halleriyle kabul edildiklerini düşünüp kendilerini salma durumuna geçerler; Yapılan araştırmalar, ilişkilerin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra bireylerin fiziksel görünüşlerine önem vermediğini hatta ilk zamanlara kıyasla olumsuz yönde belirgin bir değişime uğradıklarını kanıtlıyor. Fazla kilo almak, temizlik ve hijyene dikkat etmemek, kıyafetlerde ve görünüşte özensizlik çiftlerin birbirlerinden soğumalarına ve uzaklaşmasına yol açan en önemli sebep oluyor. Aslında, bir ilişki içinde olun ya da olmayın kendiniz ve öz saygınız için olabileceğinizin en iyisi olmaya çalışmalısınız. Beden ve ruh birlikte çalışır, bakımsız bir bedenin getirisi sağlıksız bir ruh halidir. İlişkilerde kendini bırakmanın tam aksine fiziksel olarak kendine yeni şeyler katan, değişen ve yenilenen çiftlerin ilişkilerinin daha sağlıklı ve tutkulu olduğu göz ardı edilmez bir gerçektir. Bugün kendinize fiziksel gelişim ve yenilenme hedefleri belirleyin. Hem kendinizi sevmeniz hem de eşinizin sizi sevmesi için, bu sevgiyi hak ettiğinize inanmalı ve bunun için çaba harcamalısınız. Bedeninizi sevmek, tutkunuzu canlı tutmanız ve sağlıklı devam eden bir cinsel hayata sahip olmanız için en önemli sebeptir.
”Hep benim dediğim olsun” demekten vazgeçin;
Ayrılan çiftler için, şu tabirler kullanılır ”İkisi de baskın karakterlerdi”. Bu son git gide negatif bir moda akımı oldu. Çiftler ilişkilerinde baskın karakter rolünü oynamayı seviyor. Bir iktidar savaşı başlayıp her iki tarafta ”İpleri eline” almaya çalışıyor. Oysa ki ilişkiler de çiftlerin birbirlerini itici bulmalarının önemli bir nedeni de, baskın kişilik özellikleri ile birbirlerini rahatsız etmeleridir. Baskın karakter aşk ve sevgi enerjisini ortadan kaldırır, onun yerine; ebeveyn, öğretmen ya da iş veren enerjisi yaymanıza neden olur. Oysa ki aşk, sevgi, tutku enerjisi yumuşak, şefkatli ve uyumludur. Sabrı kaybetmek, tahammülsüzlük ve hoşgörüsüzlük bu baskın tavırlardır. Bu durum sadece evlilik yada duygusal ilişkilerimiz için geçerli olmayıp, sosyal ilişkilerde de göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. Haklı olduğunuz konularda bile baskıcı, üst perdeden konuşan, hükmeden, eleştirel ve suçlayıcı olmayın. Bu enerji sizi birbirinizden soğutmakla kalmaz uzun vadede gizli bir nefret oluşmasına da neden olur. İlişkinizin ilk günlerindeki hallerinizi hatırlayın, birbirinize aşık olma nedenlerinizi hatırlatın. Çözüm odaklı olun ve sevgi ile hareket edin. Suçlamalar ve sorunlar üzerinde durmaktansa çözüm üzerinde vakit harcayın.
Samimiyet umursamazlığı getirmemelidir;
Zamanla elbette çiftler birbiriyle daha samimi olur, birbirini daha iyi anlar, huyunu suyunu daha iyi bilir bir duruma geçebilir. Fakat bu samimiyet farklı tutumlara yol açmamalıdır. İlişkilerde ki ilk günkü ilgi ve özen, birbirini tanımanın verdiği rahatlık ve huzur ile yer değiştirecektir ama bunu ilgisizlik ve umursamazlıkla asla karıştırmamak gerekir. Çiftlerin birbirlerinden soğumaların da bu ilgi kaybının ve önemsememenin büyük rolü vardır. Bir süre sonra birbiri ile ilgisi olmayan, ayrı hayatlarda mutlu olup birbirleriyle tatmin olmayan bireyler haline gelirler. hatta bunu ilerlemesi daha acı sonuçlara sebep olabilir. Bu zamanı gelince patlayacak bir saatli bombaya benzer. İhtiyacı olan ilgi sevgiyi göremeyen bir ilişki zamanla kendi kendini yok eder. Eskisi kadar birbiriyle ilgilenmeseler de olur diye düşünen, çiftlerin aslında bu düşünenin aksine birbirleriyle ilgilendikçe daha çok yakınlaşıp, ilişkilerinde daha derin ve manalı bir hal içine gireceklerini unutmamalıdırlar. İlişkiler hayatımızdaki en önemli diplomasi sahasıdır, çiftler birbirlerine olan sevgi ve ilgilerini göstermek için belirli rutinler oluşturmalı ve uygulamalıdır. Aynen sulanmayan bir çiçek gibi emek harcanmayan bir ilişki de solmaya mahkumdur.
Hep bana ”fedakarlık yap” bencilliğine girmeyin;
Başlarda fedakarlık yapmak çok zor gelmeye bilir. Uzun vadede ilişki için yapılan tek taraflı fedakarlıklar ve karşılık görememek de ilişkiden ümidi kesmeye neden olur. Tek tarafın sadece kendisini düşünmesi, “biz” fikrine alışmaması ve diğer tarafın emekleri ile ilişkinin yürüyor oluşu birçok ilişkinin bitişinin nedenidir. Karşı tarafın istek ve beklentilerini umursamadan, kendi arzularına yönlenen kişilerin ilişikleri hem sorunlu, hem de yıpratıcı olur. Hiç bir zaman tek taraklı fedakarlıkla bir ilişki sonsuza kadar gitmez ya da gitse de ortada ilişki denecek bir şey kalmamış olabilir. İlişkiler karşılıklılık ilkesine göre yaşanmalıdır. Ortak hayat ve paylaşımların oluşumu için ortak sorumluluk hissetmek gerekir. Sevgi karşı tarafa kendin kadar önem vermek ve mutlu etmek istemektir. Ayrıca gerçek mutluluk birini mutlu ettiğinizde yaşanabilecek bir duygudur. İlişkilerin uzun ömürlü ve keyifli olması için çiftler birbirlerinin mutlulukları için uğraşmalıdır.
Cinsel ilişkileri monoton ve fanteziden yoksun ise, çiftler zamanla birbirinden uzaklaşmaya başlıyor. Bir çok ilişkide aldatmaların ve mutluluğun dışarıda aranmasının nedeni cinsel hayatın monotonluğu ve bazen tamamen bitişidir. Cinsellik tek başına bir ilişkiyi devam ettirmeye yetmiyor olsa da cinsel hayatın olmaması bir ilişkinin bitmesi için önemli bir neden olmaya devam ediyor.Çiftler eski heyecanlarını tekrar yakalamak için çaba sarf etmelidir. Cinsellik rahat oldukça, çiftler birbirini tanıdıkça daha keyifli bir hale gelir, bu konu ile ilgili istekler ve sorunlar açıkça konuşulmalıdır. Cinsel hayatı renklendirmek için küçük heyecanlar, romantik buluşmalar ihmal edilmemelidir. Cinsellik, ruh, beden ve zihin üçgeninde yaşanılan bir süreçtir, cinsel yaşamlarında dokunuş, sevgi ve güven duygularının paylaşımı çiftleri daha çok birbirine yaklaştırabilir
Eleştirirken öldürmeyin;
Yıpratıcı, yıkıcı eleştiri de ilişkilerini bitirmeye kadar götürecek sebeplerdendir. İlişkilerdeki en yıpratıcı davranışlardan biri de çiftlerin birbirlerini acımasızca eleştirmeleri ve küçümsemeleridir. Zamanla kişilerin birbirleri ile ilgili sürekli hatırladıkları bu acı sözler ve hakaretler olur ve artık geçmiş daha sık yad edilmeye başlar. Bu tür eleştiriler bir kavga halinde söylense bile kişilerin aklının bir köşesinde acıtan bir gerçek olarak kazınır ve bir süre sonra kişilerin birbirlerinden soğumalarına, uzaklaşmalarına neden olur. Özellikle fiziksel kusurlarla ilgili söylenenler cinsel hayatın son bulmasına kadar yol açabilir.Konu ne olursa bir eleştiri kişiye ve kişisel özelliklere değil davranışa ve duruma yapılmalıdır. İlişkilerde kişileri birbirine bağlayan en önemli bağ saygıdır. Derin travmalara yol açacak eleştiriler, hakaretler etmemeli, seviyeli bir tartışma modeli benimsenmelidir. Her konu bir şekilde halledilebilir ama söylenen sözler, aşağılamalar unutulmaz. ”Söz ağızdan çıkana kadar sizin esirinizdir, ancak çıktıktan sonra siz onun esiri olursunuz…” Pişman olmamak için çokça düşünün söylemek istediklerinizi…
Uzun süredir devam eden bir ilişkiniz varsa ve bazı davranış hataları yüzünden sona ermesini istemiyorsanız işlediğimiz kusurlu hareketlerden uzak durmanızı öneririm.sevgiyle kalın…
Sevinç Karakaya